TAKIM OLARAK BAŞARILI OLMANIN ANAHTARI: İŞ BİRLİĞİ

Sizce mülakatlarda deneyimli de olsa yeni mezun da olsa adaylarda ilk aranan yetkinlikler arasında niçin takım çalışması var? Çünkü bireysel performansınızı da takımın performansını da ve bunlarla bağlantılı olarak kurumun performansını da takım çalışması çok yüksek düzeyde etkiliyor. Takım çalışmasının özünde iş birliği var. Şimdi gelin birlikte adım adım iş birliğinden ne anlamamız gerektiğinin detaylarına girelim…

Takım çalışması insanoğlunun avcılık-toplayıcılık yaptığı ilk çağlarda da vardı günümüzün teknolojik çağında da hayatımızın bir parçası olmaya devam ediyor. Hatta artık takımlarımızla fiziksel olarak bir arada olamasak da sanal olarak yine de iş birliğini sağlamamız bekleniyor. Bulunduğumuz yerden binlerce kilometre ötesi bile artık bir takım oluşturmamıza engel teşkil etmiyor.

unsplash-image-smgTvepind4.jpg

Günümüzde takım çalışmasının sınırları zorlanıyor; sanal ortamın getirdiği yeni dünya düzeni ile farklı kültürlerden, farklı coğrafyalardan, farklı milletlerden çalışma arkadaşlarımızla birlikte iş birliği sağlama imkânı buluyoruz.

Bu durum hem kişisel gelişimimize olumlu katkı sağlıyor hem de iş performansımıza…

Her ne kadar eğitim sistemimizde bize öğretilen bireysel başarı, bireysel performans ve diğer öğrencilerle rekabet olsa da iş hayatına başlar başlamaz bunun pek de geçerli olmadığını görüyoruz. İş hayatında “Ben başarılı olmalıyım” yerine “Takım olarak başarılı olmalıyız” bakış açısıyla hareket ettiğimiz zaman hedeflerimize ulaşıyoruz.

Aristoteles’in “Bütün, parçaların toplamından daha büyüktür” sözünden ilham alarak tasarlanan ve Project Aristotle adı verilen bir araştırmada, “Neden bazı takımlar daha iyi ve daha başarılıyken, diğerleri geride kalıyor?” sorusunun yanıtı bulunmaya çalışılmıştır. Bu proje üç yıl sürmüş ve araştırmaya pek çok Google mühendisi ile birlikte psikologlar, sosyologlar, istatistik uzmanları katılmıştır. Araştırmanın sonucunda, başarılı bir takım olabilmek için gerekli olan ve aşağıda yer alan beş dinamik belirlenmiştir:

  • Psikolojik Güvenlik. Takım üyelerinin; düşüncelerini, fikirlerini kaygı taşımadan paylaşabileceklerini, diğer üyeler tarafından yargılanmadan dinleneceklerini bilmeleri ve risk alabilmek için yeterli alana sahip olduklarını hissedebilmeleridir.

  • Güvenilebilirlik. Takım üyelerinin işlerini beklenen kalitede ve zamanında yapmasıdır.

  • Yapı ve şeffaflık. Takım üyelerinin iş tanımlarının net olması, hedef ve planlarının açık şekilde belirtilmesidir.

  • Anlam. Takım üyelerinin yaptıkları işlerde veya ortaya çıkan sonuçlarda anlam bulunuyor olması, takıma katkı sağladıklarını hissetmeleridir.

  • Etki. Takım üyelerinin yaptıkları işle birlikte bir etki yarattığına inanmasıdır.

unsplash-image-DNkoNXQti3c.jpg

Araştırma sonuçlarına göre bu beş dinamik arasında açık ara ile en önemli bulunan kriter psikolojik güvenlik.

Araştırmacılar, psikolojik güvenliğin daha yüksek olduğu takımlarda, takım üyelerinin Google’dan ayrılma durumlarının daha düşük olduğunu, takım içerisinde fikir çeşitliliğinin güçlü bir şekilde kullanıldığını, daha yüksek kârlılık elde edildiğini ve bu takımların yöneticileri tarafından daha başarılı olarak değerlendirildiğini gözlemlemiş.

Birbirlerinin beklentilerini doğru anlayan, fikirlerine saygı duyan, birbirlerini cesaretlendiren, aynı zamanda hem saygılı hem samimi iletişimi yakalayabilen takımların güven ortamını tesis etmesi gerçekten çok kolay olacaktır. Lego Grup eski CEO’su Jorgen Vig Knudstorp bir TEDx konuşmasında “Suç, başarısız olmak değil; yardım etmemek ya da yardım istemekte başarısız olmaktır.” cümlesiyle tam da bunu demek istiyor olabilir mi?

Peki iş birliğini sağlıklı temeller üzerine inşa etmek için ne yapmalıyız?

  • Öncelikle iş birliği içerisinde olduğumuz takım arkadaşlarımızın beklentilerini doğru anlamalıyız. Takımlar büyük de olsa küçük de olsa her bir takım üyesinin beklentileri çok önemlidir. Takım arkadaşlarımızın beklentilerini doğru anlayabilmek ve sağlıklı iletişim kurabilmek için açık uçlu sorular sormalı, gerçekten her bir takım üyesinin ne beklediğini net olarak ortaya koymalıyız.  

  • İş birliği demek bilgimizi ve deneyimimizi birlikte çalıştığımız takım arkadaşlarımızla paylaşmak demek. Takım arkadaşlarımızın da bilgi ve deneyimlerini paylaşabilecekleri ortamı sağlamalı, takımın başarılara sinerji yaratarak birlikte imza atabilmesi için tüm farklı fikirleri eşit olarak ele almalıyız. Takım çalışmasında sıklıkla yaşanan hatalardan bir tanesi de fikirlerimizle takıma katkıda bulunmayı abartmamız dersek yanlış olmaz. Sadece kendi fikirlerimizi öne çıkartmaya çalışmak diğer takım arkadaşlarımızı gölgede bırakmaya sebep olur. Yapmamız gereken diğer arkadaşlarımızın da yaratıcılığını teşvik etmek ve farklı fikirler ortaya koyarak iş birliğine katkı sağlamaları için onları cesaretlendirmek olmalıdır.

  • Farklı fikirleri sadece tartışmakla sınırlı kalmamalı etkin bir şekilde dinlemeliyiz. Kendi fikirlerimize tamamen zıt olsa bile söz kesmeden ve doğrudan reddetmeden tüm farklı fikirlere alan açmayı ihmal etmemeliyiz. Unutmayalım ki ortak akla ulaşmak için küçük bir girdi çok büyük çıktılara olanak sağlayabilir. Takımın ortak hedeflerine hep birlikte koşarken “ortak akıl” felsefesinden ödün vermemeliyiz. İş birliği demek “ben” değil “biz” diyebilmektir.

  • Takım arkadaşlarınıza karşı her zaman “Birlikte neyi daha iyi yapabiliriz?” diyen bir yaklaşımınız olsun. Bu sayede “ortak hedeflere” takım çalışmasının gücünü arkanıza alarak kolayca ulaşabildiğinizi göreceksiniz. Takım olarak başarılı olmanın anahtarı ise, iş birliği içerisinde çalışabilmek.

 Sonuç olarak iş birliği geliştirmenin önemini takım üyeleri olarak özümsediğimizi düşünerek bu konuda yöneticilerin ve kurumların yapması gerekenlerle yazımızı bitirelim. Yöneticilerin ve kurumların yapması gereken: İlk olarak iş birliğini zorla ya da bir performans ya da bir işe alım kriteri olarak değil enerjik ve eğlenceli bir biçimde hayata geçirmek. İkincisi ise, iş birliğinin dinamik bir süreç olduğunu unutmadan ve “Bir kere iş birliği ortamını sağladık artık işimiz bitti!” demeden iş birliğini canlı tutmak için çaba sarf etmek.

İş Birliği Geliştirme yetkinliğinde acaba siz beklentileri karşılıyor musunuz?

Merak ediyorsanız FUPİ ile iletişime geçebilirsiniz.

Previous
Previous

ZAMAN YÖNETİMİ: SON TAHLİLDE HEPİMİZ İÇİN 24 SAAT :)

Next
Next

YETKİNLİKLERİN TEMEL TAŞI: ANALİZ VE PROBLEM ÇÖZME