ETKİLİ İLETİŞİM I

- Dili Doğru Kullanmak -

“Biz bu konuda daha önce feedback vermiştik” dedi. 
Yüreğime bir sıkıntı oturdu. 
“Buna rağmen bu işin deadline’ını tutturamamanızın bir excuse’u yok. Offer ettiğiniz her şeye dedicated olmanızı beklerdim” dedi. 
Nefes almakta zorlanmaya başladım.
“En kısa zamanda bir meeting set edelim ve konuyu resolve edelim” 
Son nefesimi verir gibi yanıt verdim: “elbette…”
“O zaman en kısa zamanda bir meeting atın bana. Maile de reply all yapmayı unutmayın.”
“Tabi”
Yanıt verebildiğime göre ölmemişim…
 *** 

Çektiğim sıkıntının nedeni, işle ilgili yaşanan aksaklıklar ve sorunlar değil. Karşımdaki kişiyle iletişim kurmanın bu kadar zor olması. Yoksa bu hikaye yerine neşeli deneyimlerden birini de aktarabilirdim. Mesela verdiği “feedback”e bu kadar çabuk “return” aldığına sevinen bir “manager” ile yaşadıklarımı da yazabilirdim ya da yüksek “customer satisfaction”ı yakalamış ve bunu “sales report”taki birkaç “point” yükselmeyle kanıtlayan bir satış temsilcisini de örnek verebilirdim.

Ve fakat sıkıntım aynı kalırdı.

İletişim becerisi yaşantımızın en önemli becerilerinin başında gelir. Üstelik bu sadece günümüz için geçerli değil. İnsanlar birbiri ile etkileşime girdiğinden beri etkili bir biçimde iletişim kurmak önemli bir beceri olmuştur ve antik yıllara dayanan bir geçmişe sahiptir. Etkili iletişim sosyal hayatınızı kolaylaştırır, çevrenizdekiler üzerindeki etkinizi artırır, kariyerinizde size avantaj sağlar.

Birkaç yazıda Etkili İletişim başlığına odaklanıp bu becerinin bileşenlerini incelemenin iyi bir fikir olduğuna karar verdik. Yazının girişinden anladığınız üzere bu yazının konusu “dili doğru kullanmak”

photo1.jpg

Etkili İletişim becerisinin en temel

özelliklerinden birisi “mesajları

açık ve net vermektir.

Karşı tarafın anlayacağı netlikte, anlaşılır ifadelerle ve kullanılan dilin dilbilgisi özelliklerine uygun olarak mesajı aktarmaktır.

İş hayatında Türkçe konuşurken yabancı sözcükleri araya katarak kendini ifade etmek son 10-15 yıldır Türkiye’de iş dünyasında alışageldiğimiz bir durum. Elbette bunun bir kısmının yaptığı işin çoğunu ya da tamamını yabancı dilde yürütmekten kaynaklandığını biliyorum. Ayrıca yurtdışında yabancı dilde eğitim görmüş kişilerin terimlerin Türkçesini bulmakta güçlük çektiğinin de farkındayım. Ama “plaza Türkçesi” diye isim almaya bile hak etmiş bir fenomenden söz ettiğimizi unutmayalım. Bu dili kullanan herkesin az önce sözünü ettiğim deneyimler nedeniyle bu dili kullanmadığını da unutmayalım.

Etkili İletişim becerisinin yanlış anlaşıldığı alanlardan birinin bu olduğunu düşünüyorum. Araya yabancı sözcükler katarak anlatmak istediğini daha iyi anlattığını düşünenlerin sayısı az değil. Bir kısım beyaz yaka içinse özenilecek bir durum çünkü bunun “background”unu anlatırken insan nasıl havalı olmaz ki!

Plaza Türkçesinin iş hayatında kullanılan dile zarar verdiği düşüncesindeyim. Zira Etkili İletişim becerisinin ilk ve en temel özelliklerinden biri olan “mesajları açık ve net vermek” özelliğine aykırı buluyorum. Bu dili kullanan için mesaj çok net olabilir ama mesajı alan kişi için de acaba öyle mi? Öte yandan yabancı dildeki terimlere tam anlamıyla hakim olmadan bunları kullananlar için mesajın tamamen hatalı verildiğini söylemek de mümkün.

photo.jpg

Etkili İletişimde açık ve net

mesajlar için anadil hakimiyeti

son derece önemli.

Etkili İletişimde açık ve net mesajlar için anadil hakimiyeti son derece önemli. Her dilin kendine has bir yapısı ve özellikleri var. Türkçe’de gözlemlediğimiz yabancı sözcüklerle karma konuşmak ise her dilde yok. Özellikle de İngilizce konuşan ülkelerde. Girişteki hikayenin Amerika’da geçtiğini ve konuşmanın şöyle ilerlediğini hayal edebiliyor musunuz?

“We gave you geribildirim about this, let’s have a toplantı and set a new teslim tarihi”

Anlatmak istediğimiz her neyse Türkçe’deki sözcükleri kullanarak bunu gerçekleştirmek mümkün. Bunu savunuyorum çünkü herkes plaza Türkçesi kullanmıyor. İki ya da üç dil bilmek günümüzde harika özellikler ancak bunları birbirinden ayrıştırarak ve her birinin hakkını vererek iletişim kuruyorsak bu özellikler anlam kazanıyor.

İletişim dilinin Türkçe olduğu yerlerde anadilimize has özelliklere, sözcük dağarcığına, söz gruplarına ve kalıp deyişlere hakim olmak iletişim becerisinde etkili olmayı sağlayacak unsurlar.

photo3.jpg

Peki ne yapmalı?

Dili doğru kullanmak ve iletişim becerinizi geliştirmek mümkün.

Peki ne yapmalı? İşte size birkaç öneri:

Kendinizi gözden geçirin ve düzeltin. İşinizde sürekli yabancı dilde konuşsanız da kendinizi Türkçe konuştuğunuz ortamlarda gözlemleyin ve kullandığınız yabancı sözcüklerin yerine hangi Türkçe sözcükleri koyabileceğinizi bulun. Zorlanırsanız sözcük dağarcığı kuvvetli birinden destek alın ve onun önerdiği sözcükleri kullanmaya başlayın.

Yabancı dilde eğitim gördüyseniz, kullandığınız terim ve kavramların Türkçesini araştırın. Akademik kaynaklardan yararlanın ya da ulaşabiliyorsanız akademisyenlerden görüş alın.

Vermek istediğiniz mesajın netliğini test edin. Tamamen Türkçe sözcüklerden oluşan cümleler kurmuş olsanız bile, ufak rol oyunları planlayın ve karşınızdaki kişiye ne anladığını sorun. Gerçekten anlatmak istediğinizi anlamış mı? Anlamadıysa neyi farklı ifade etmeniz gerektiğini belirleyin ve bu yönünüzü güçlendirmek için çalışmalara devam edin.

İşinizle, bölümünüzle ilgili Türkçe yayınlar okuyun ya da Türkçe yapılan konuşmaları dinleyin. Dilin nasıl kullanıldığına odaklanın. Siz de kendinize bir konu belirleyin ve minik sunumlar yapın. Sesinizi kaydedin ve sunumunuzu tekrar dinleyerek neyi değiştirmeniz gerektiğini bulun.

Sözcük dağarcığınızı geliştirin. Kitap okuyun, daha çok okuyun. Sözlük karıştırın, her gün yeni bir sözcük öğrenmeye ve bunu iletişim kurarken kullanmaya çalışın.

İletişim becerinizi geliştirmenin yolu çaba göstermekten, deneyimlemekten ve pekiştirmekten geçiyor.

Eee ne demişler, arif olan anlar…

Previous
Previous

KARİYER PLANIM YOLDA KALDI

Next
Next

“YANLIŞ TERCİH”